Kavramlar vardır, kutsal. Kavramlar vardır, ağır. Kavramlar vardır, uğrunda canını veresin gelir. Kavramlar vardır, ekmek gibi baş tacı, su gibi azizdir…
Dokuz Eylül, Cumhuriyetin kilometre taşlarından biridir. İşgal kuvvetlerine kesin darbenin indirildiği gündür. Dokuz Eylül, genç Cumhuriyetin ara ara durup derin bir nefes alacağı önemli günlerden biridir… Ulusun azmini, iradesini, toparlayıp büyük bir aşkla, yaşamaya, çalışmaya yeniden sarılmasını sağlayacağı gündür. Çünkü “Dokuz Eylül” namustur; çünkü Dokuz Eylül, kutsal bir başkaldırının zaferle taçlandığı günüdür.
Nasıl 26 Ağustos 1071 Anadolu’nun yurt olmasının başlangıç tarihidir. Dokuz Eylül de 26 Ağustos 1922 de başlayan Büyük Taarruz’un, Kuvayi Milliye anlayışının ne pahasına olursa olsun Türk yurdu kalacağının dosta düşmana ilan edildiği gündür. Dokuz Eylül ve İzmir, Cumhuriyetin el ele tutuşmasıdır, bir güzellikte buluşmasıdır.
İzmir, her zaman Genç Cumhuriyetin devrimci motor gücünü oluşturmuştur. Yönünü, çağdaşlığa, ileriye çeviren güzel insanların harmanlandığı yerdir. Yani Cumhuriyete, Mustafa Kemal’e bugün olduğu gibi dün de --Gazi’ye suikast girişimini, Menemen’in utancını yaşamasına rağmen-- en büyük desteği veren şehirdir. Şehre giren ilk Türk süvarilerini büyük bir konukseverlikle karşılayan uygarlığın başkentidir.
Kavramlar vardır, inanç gibi, kavramlar vardır, ibadet gibi, kavramlar vardır, sevdiğinin elini tutar gibi heyecan verici, kavramlar vardır, yasak aşk gibi, kavramlar vardır, sevda gibi, umut gibi, yaşamak gibi, kavramlar vardır, adı tasviri özlem olan, künyeme mıh gibi çakılan mavili gibi.
Dokuz Eylül, ölüme meydan okuyan, özgür bir yaşam uğruna, onurlu bir yaşam uğruna katlanılan acıların sona erdiği gündür. Bizi yok etmek isteyen, bizi parçalamak isteyen emperyalizme onun işbirlikçilerine tarihi bir dersin verildiği gündür.
Kavramlar vardır, Türkiye gibi, Dokuz Eylül gibi, Menemen’de Kubilay gibi, ulusal kimliğin iktidarı Ankara gibi, anayasanın değiştirilemez üç maddesi gibi, “manda ve himaye kabul edilemez,” diyen Sivas Kongresi gibi, Çanakkale’de Seyit Onbaşı gibi, Erzurum’da Nene Hatun gibi, Satı Kadın gibi… İzmir ve Dokuz Eylül güzellikte buluşan iki güzel isim, Cumhuriyet yaşadığı sürece yaşayacaksınız. Uğruna şehit olasımız değil, şehit olduğumuz efeler diyarı, güzel insanlar diyarı, yeryüzünde hiçbir ulus bizim kadar bağımsızlığı hak etmemiştir. Çünkü sen bunun bedelini ödedin, biz bunun bedelini ödedik…
Duygular vardır, aşk gibi,
Duygular vardır, güneş gibi,
Duygular vardır sıcak, sımsıcak,
Duygular vardır, tünelin ucundaki ışık gibi,
Duygular vardır, keçiyi yardan uçuran bir tutam ot gibi,
Duygular vardır, çelikten irade gibi,
Duygular vardır akıl gibi,
Duygular... hani Cahit Külebi demiş ya:
“İzmir’in denizi kız, kızları deniz kokar.
Sokakları da hem kız, hem deniz kokar!” gibi.
İşte İzmir, akılla, duygunun ay ışığında dans ettiği medeniyetin baş şehridir!
コメント