11-19 Mart 2023 tarihleri arasında 25. İzmir Kitap Fuarı TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. tarafından, Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliği ile gerçekleşti. Kitap Fuarına karşı başta İzmir olmak üzere civar ilerden de ilgi ve katılımın çok olması dikkat çekiciydi. Çevremizin binlerce kitap ile kuşatıldığı, insanların cep telefonlarına ve tabletlerine değil, kitaplara bakarken, onları incelerken birbirine çarpıştığı bir ortam içimizi ısıttı yeniden. Özellikle hafta içi çalışma mesaisinde olan anne babaların hafta sonları okul çağına yeni başlamış çocuklarıyla birlikte kitap fuarındaki görünürlükleri çok önemliydi. Son yıllarda ülkemizde kültür, sanat etkinliklerine yasaklamalar getirilirken ve muhalif kimliğinden dolayı bazı sanatçılara davalar açılırken özünde aydınlanmacı bir kültürlenme amacı da güden Kitap Fuarlarının önemi daha da artmaktadır. Gönül ister ki, metropol kentlerimizde yılda iki defa, diğer tüm illerimizde de yılda en az bir defa bu tür fuarlar açılsın.
Bölgenin kültür ve sanat yaşamına önemli katkılar sağlayan Kitap Fuarında yayınevlerinin kitap tanıtım ve satış stantları, paneller, söyleşiler, imza günleri, atölye çalışmaları ve çocuk etkinliklerinden oluşan zengin bir programı vardı. Kitap Fuarı gibi etkinliklerin yediden yetmişe herkese hitap edebilecek program ile donatılması aynı zamanda toplumsal bir hizmet anlayışının da göstergesidir. Bu tür etkinlikler, kültür ve sanat hayatımızı daha derinden etkileyebilecek ileri bir aşamaya da getirilebilir kuşkusuz.
Kültür, sanat ve edebiyatın daha özgür ve mutlu toplumların inşa edilmesinin çok önemeli araçlarından olduğu tartışma götürmez bir gerçekliktir. Kitap fuarlarını, kendince yazıp karalayan bir kitapsever olarak daha çok meta bağımlı ilişkilerden bağımsız bir kültür-sanat etkinliği olarak görmek istiyorum. Ancak mevcut kapitalist koşullarda bunun mümkün olmayacağını da biliyorum. Kültür-sanat üretimini kamusal bir faydaya düştürebilmemiz için toplumsal yapının da siyaseten dönüşmesi gerekmektedir. Gerek bireysel gerekse kolektif üretim, insanın ve dolayısı ile toplumun kendine yakışır onurlu bir yaşam hedefine ulaşmasının uğraşısıdır son çözümlemede. Yazanın kendini okurda bulması anlamlılığı bir şekilde ortak üretim ve tüketim sürecini ortaya koyar. Bu anlamda mevcut ‘kötü’yü değiştirip dönüştürmede yazar ve okurun farklı oranlarda rolü olmalıdır, diye düşünüyorum. Yazın üretiminin tarihsel değere bürünebilmesi, esasta değiştirip dönüştürebilme iddiasıyla ilişkisine bağlıdır.
İzmir Kitap Fuarında derinden hissettiğim ve mutlaka olması gerekirdi, diye düşündüğüm bir konuyu burada paylaşmadan geçemeyeceğim. Yirmi yıldır sevgili Şenol Yazıcı’nın çok büyük emeğiyle ve son on yıldan fazladır da benim de içinde olduğum bir grup yazma heveslisi arkadaşın katkılarıyla var olan ve varlığını kültürel katkı anlamında inatla ayakta tutmaya çalışan maviADA dergimizin stanttı ve etkinlikleriyle İzmir Fuarı’nda ve geçen diğeruarlarda olamaması büyük bir eksikliktir.
Kültür, sanat ve edebiyat hayatımıza neredeyse çeyrek yüzyıldır varlığı ile önemli katkılarda bulunma kaygısı içinde olan maviADA dergimizin hak ettiği görünürlükten uzak kalmasının sorumluluğu hepimize ait olduğu gibi, hak ettiği görünürlüğü ve değeri vermek de hepimize ait olacaktır. Birbirinden daha doyurucu olacak başka Kitap Fuarlarında buluşmak dileğiyle …
Comments