Fuat ÖZGEN
1941 baskısı Köy Eğitmenleri İçin Öğretim Kılavuzu’nda 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı öncesi yapılacak hazırlıkları okuyalım:
“BAYRAMDAN BİR GÜN EVVEL YAPILACAK İŞLER
Cumhuriyet Bayramından bir gün önce, yani 28 Ekim günü okulda ders okutmayacaksın. O gün okulun iç ve dışını iyice temizlet, camlarını, sıralarını ve taban tahtalarını sildir. Okulun kapı ve pencerelerini yeşilliklerle süsle. Varsa bayrak astır. Muhtarla görüşerek köy odasını da okul gibi süsle. Sonra çocukları evlerine yolla. Hemen gidip yıkansınlar, temizlesinler. Bayram için elbiselerini temizlesinler. Ertesi gün de temiz elbiselerini giyerek, saçlarını tarayarak okula gelmelerini sıkıca tembih et.
Çocuklar dağıldıktan sonra köyün muhtar ve ihtiyar meclisi ile birlikte köyünüzde Cumhuriyet Bayramının nasıl kutlanacağını konuşup bir program yapın ve ona göre hazırlık yapmaya başlayın. Sen bayram günü halka okumak için bir nutuk hazırla. Bu nutukta cumhuriyetten önceki idarenin fenalıklarını, cumhuriyetin kazanılması için yaptığımız savaşları ve cumhuriyet hükümetinin yaptığı iyi işleri kısaca anlat. Bu nutku daha önceden hazırlayıp da Gezici Başöğretmene gösterirsen daha iyi olur.
Köy Muhtarı bayram günü şenlik yapmak için "bütün köy halkı köy alanında toplansın" diye bekçi vasıtası ile ilân edecek. Mümkün olursa bayram için bir de davul zurna veya çalgı temin edecektir.”
Cumhuriyet Bayramını bir köyde bile, her olanağı kullanarak kutlamak neyi gösteriyor? Cumhuriyet’i kurtuluş olarak gördüğümüzü, onu sevip benimsediğimizi, ona sımsıkı sarıldığımızı, onunla mutlu olduğumuzu, “Kimsesizlerin kimsesi” olduğunu bildiğimizi…
Comments