Fesleğen kokulum, seni rüyamda:
Kâh testi elinde pınar yolunda
Bizim mahalleden geçer görürüm.
Kâh yeşiller demet demet elinde
Bahçemizde derip kaçar görürüm
Kâh düğün gününde, şenlik yerinde
Ortada kıvrakça döner görürüm.
Kâh bir kuşluk vakti serçeler gibi
Aşkımın dalında konar görürüm.
Kâh Gartotlak’taki çadırınızda
Koyun, keçi, inek sağar görürüm.
Kâh Gökbayır’daki taşın dibinde
Başımı dizinde okşar görürüm.
1945, Türk'e Doğru, Fakir Baykurt
*
"İlk yayımlanan şiirim Fesleğen Kokuluma adını taşır. Eskişehir’de yayımlanan Türke Doğru dergisinde çıktı. Dergiyi Ümit Yaşar’ın babası Lütfü Oğuzcan çıkarırdı. Köy Enstitüleri Dergisi’nde, Yücel’de, Varlık ve Fikirler dergilerinde şiirlerim, yazılarım çıktı.”
Gönen Köy Enstitüsü’ne gelen İsmail Hakkı Tonguç’un “Şiir yazan var mı içinizde?” sorusu karşısında arkadaşlarının da yönlendirmesiyle şiirlerini okuyan Baykurt’un yazdıkları Tonguç tarafından alınıp Köy Enstitüleri Dergisi’nde yayımlanır.
Baykurt’un o dönemdeki şiirlerinin adları: Boşa Çıkan Beddualar, Vazgeçtim, Keziban Abam, Adı Batası Şiir, Gönen Mektubu’dur.
Fakir Baykurt, 1929 yılında Burdur'da dünyaya geldi. Asıl adı Tahir'dir. Öğrenimine Akçaköy İlkokulu'nda başladı. Küçük yaşta babasını kaybedince dayısının yanına Balıkesir'e gitti ve burada dokumacılık yaptı. İlköğrenimini tamamladıktan sonra Isparta Gönen Köy Enstitüsü'ne kaydoldu. Burada şiire olan ilgisi belirginleşmeye başladı. Artık şiir yazmaya da başlamıştı. İlk şiirini "Türke Doğru" dergisinde yayınladı.
Köy Enstitüsü'nden mezun olduktan sonra Yeşilova'daki bir köy okulunda öğretmenlik yapmaya başladı. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü'ne girdi ve buradan başarı ile mezun oldu. 1958 yılında ilk romanı "Yılanların Öcü" ile Yunus Nadi Roman Ödülleri'nde birinci oldu. Cumhuriyet gazetesindeki yazıları ve "Yılanların Öcü" romanı nedeniyle bir süre açığa alındı. Daha sonra Ankara İlköğretim Müfettişliği görevine atandı.
1965 yılında Türkiye Öğretmenler Sendikası Genel Başkanı oldu. "Tırpan" ile Türk Dil Kurumu Roman Ödülü'nü, "Can Parası" ile Sait Faik Hikaye Armağanı'nı, "Kara Ahmet Destanı" ile Orhan Kemal Roman Armağanı'nı, "Yarım Ekmek" ile Sedat Simavi Roman Ödülü'nü kazandı.
Almanya'ya devlet tarafından görevle gönderilen Baykurt, burada Pestalozzi Okulu'nda emekli oluncaya kadar öğretmenlik yaptı. 1999 yılında Almanya'da vefat etti.
BAYKURT'UN YAŞAM KAVŞAKLARI
**1936 yılında Akçaköy İlkokulu'na başladı. İki yıl sonra babasını kaybetti ve eğitimini yarım bırakarak Balıkesir iline bağlı Burhaniye'de yaşayan dayısının yanında dokumacılık yapmaya başladı. II. Dünya Savaşı başlayınca dayısının askere alınması üzerine köyüne dönerek okula devam etme imkânı buldu. Bir yandan ırgatlık, çobanlık, suculuk, köy kâtipliği yaparak eğitimini üç yıl kesintiden sonra okulu kendi köyünde tamamladı.[6] 1942 yılında kaydolduğu Gönen Köy Enstitüsünde bulunduğu dönemde şiir yazmaya başladı.[1]
*İlk şiiri Fesleğen Kolum, Eskişehir'de çıkan Türk'e Doğru dergisinde yayımlandı. 1947 yılında Köy Enstitüleri ve Kaynak dergilerinde şiirleri yayımlandı. Bu yıllarda şiirlerinde, daha sonra tüm yazılarında Fakir Baykurt adını kullandı.[7]
*Ortaöğrenimini 1948 yılında tamamlayarak köy öğretmeni oldu. Beş yıl Yeşilova ilçesinin Kavacık ve Dereköy köylerinde ilkokul öğretmenliği yaptı. Bu dönemde arkadaşları ile Ege ve Göller Bölgesi Türkiye Köy Öğretmen Dernekleri Federasyonu'nu örgütledi.[8] 1951 yılında Muzaffer Hanım'la evlendi.[9] Bu evlilikten kızları Işık (d. 1957) ve Sönmez (d.1958) ile oğlu Tonguç (1962) dünyaya geldi.[1]
*1953 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü'ne girdi. Edebiyat Bölümü'nü bitirip Türkçe öğretmeni oldu (1955). Önce Sivas Lisesi'ne atandı ve yıl sonunda Hafik'de açılan ortaokula aktarıldı. Aynı yıl ilk kitabı olan Çilli 'yi, mektup yoluyla tanıştığı Samim Kocagöz'ün desteğiyle yayımlattı.[6] 1957 yılında askere alındı. Sivas Lisesi'ne atandığı ve bir otelde kaldığı sırada yazmaya karar verdiği ve kendi yaşamından yola çıkarak kurguladığı "Yılanların Öcü" adlı romanını askerliği sırasında izin günlerinde yazdı.
*Askerliğini Konya Astsubay Okulu'nda tamamladıktan sonra [6]Şavşat Ortaokulu'na öğretmen olarak atanan Baykurt, 1959 yılında köy yaşamının sertliğini, yoksulluk, cahillik, sömürü, taassup ve batıl inançları anlatan Efendilik Savaşı adlı kitabını yayımladı. Aynı yıl Cumhuriyet'teki bazı yazıları ve Yılanların Öcü romanı nedeniyle öğretmenlikten alınıp Ankara'da Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı Yapı İşleri Bölümü'nde görevlendirildi ve bir süre sonra açığa alındı. 27 Mayıs 1960'tan sonra Ankara İlköğretim Müfettişliğine atandı. Efkar Tepesi adlı kitabı 1960'ta yayımlandı.[11]
*1961'de bütçe görüşmeleri sırasında Meclis'te ve Cumhuriyet Senatosu'nda[12] Yılanların Öcü romanıyla ilgili tartışmalar yapılmış, "kuvvetli sol görüşler taşıdığı" öne sürülmüş ve oyunun provaları durdurulmuştur.[10] Eser, 1962'de filme uyarlandı. Sansür Kurulu tarafından filmin Türkiye içinde ve dışında gösterilmesi reddedilen film, Çankaya Köşkü'nde Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'e izlettirildi.
Cumhurbaşkanının destek vermesine rağmen gösterime sokulmayan filmi mecliste milletvekillerinin izleyip gösterim iznine karar vermesi kabul edildi.[10] Gösterilen tepkiler ve yaşanan tartışmalar üzerine mecliste planlanan gösterim yapılmadan sansür kaldırıldı. Ankara'daki Ulus sinemasında yapılan gala gecesinde Fakir Baykurt, saldırganlar tarafından hırpalandı. Altmışa yakın sinema, filmin gösteriminin yapıldığı ilk gün saldırıya uğradı.[13]
*1965 yılında Türkiye Öğretmen Dernekleri Milli Federasyonu içinden gelen 92 öğretmen ile birlikte Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS)'nın kuruluşunda yer aldı ve sendikanın ilk genel başkanı seçildi.[10]
*Bu arada ilköğretim müfettişliğinden uzaklaştırılarak 1966 yılında yeni kurulan Millî Folklor Enstitüsü'ne uzman olarak atandı. Kaplumbağalar ve Amerikan Sargısı romanları yayımlandı. 1967 yılında Onuncu Köy Rusça'ya çevrildi. TÖS'teki çalışmaları nedeniyle sık sık kovuşturma geçiren yazar Gaziantep'in Fevzipaşa ilçesinde Gaziantep Fevzipaşa Ortaokulu Türkçe öğretmenliğine gönderildi.[6] Ünlü romanlarından biri olan ve bir genç kızın yaşlı bir ağa ile evlendirilmeye karşı çıkarak var olma mücadelesi verişini konu edinen Tırpan 'ı 1967 yılında Fevzipaşa'daki görevi sırasında kurguladı.[6]
*Baykurt, 1969 yılında dört günlük Büyük Öğretmen Boykotu'nu gerçekleştirmek için TÖS yöneticileri ile birlikte Türkiye'yi dolaştı. Eylem, Türkiye'deki tüm öğretmenlerin %70’ini oluşturan 109bin öğretmenin katılımı ile 15-18 Aralık'ta gerçekleşti.[14] Eyleme katıldıkları için 50.300 öğretmen kovuşturma geçirdi. Baykurt da öğretmenler boykotuna katıldığı için 1969'da bir kez daha açığa alındı; Tırpan adlı romanını bu sırada tamamladı. Bu romanı TRT Roman Ödülü ve Türk Dil Kurumu Roman Ödülü'ne değer görüldü. 1970 yılında ayrıca "Sınırdaki Ölü" ile de TRT Öykü Ödülü'nü aldı. Danıştay Kararıyla göreve geri döndü. Ankara'ya ODTÜ Halkla İlişkiler ve Yayın Müdürlüğü görevine getirildi.
*12 Mart 1971 Muhtırası'ndan sonra TÖS Davası'nda bir numaralı sanık olarak yargılanan Baykurt, uzun süre tutuklu kaldı. Tutukluluğu sırasında kapatılan TÖS'ün yerine arkadaşları ile sendikanın yerine bir dernek kurulması için çalıştı. Tüm Eğitim Öğretim Emekçileri Birleşme ve Dayanışma Derneği (TÖB-DER) kuruldu.[8]
TÖS Davası bitmeden kamuoyunun baskısıyla af yasası çıktı. Ancak Baykurt ve arkadaşları aftan yararlanmayı reddetti ve tutuklulukları devam etti.[8] Tutukluluğu sırasında 1971'de Tırpan adlı kitabı ile Türk Dil Kurumu Roman Ödülü'nü kazandı. Kitaplarının yeni basımları yapılırken yazar askeri tutukevinden Ankara Merkez Cezaevi'ne aktarıldı. Can Parası (1973), Köygöçüren (1973), İçerdeki Oğul (1973) kitapları yayımlandı. Can Parası, Sait Faik Ödülü'ne değer görüldü. 1975 yılında Askerî Yargıtay’da TÖS Davası'ndan beraat etti. cezaevinde iken kurguladığı Keklik romanını cezaevinden çıktıktan sonra yazıp yayımladı.[6]
*1979’da devlet tarafından Almanya, Duisburg’a gönderilerek ‘Yabancı Çocuk ve Bölgesel Çalışma Kurumu’nda eğitim uzmanı olarak çalıştı.[6] Rur Havzası’nda Türk işçi çocukları için başlatılan bir programda görev aldı.
*Baykurt, göçmen işçi konusunu incelemek üzere 1979'da tekrar Almanya'ya gönderildi ve Duisburg şehrine yerleşti. Bu dönemde ODTÜ’de öğrenci olan oğlu Tonguç, ertesi yıl kızı Işık tutuklandı.
*Almanya’daki göçmen işçilerin yaşamını konu alan öyküleri "Gece Vardiyası", işçi çocuklarının yaşamını dile getiren öyküleri "Barış Çöreği" adıyla yayımlandı. Kitaptan yapılan seçmeler Almanya ve Hollanda’da iki dilli olarak yayımlandı. 1983 yılında Yüksek Fırınlar kitap olarak basılır. Oğlu Tonguç’la birlikte Sovyetler Birliği gezisi yapan Baykurt, Moskova, Bakü, Batum ve Leningrad şehirlerine ve Yasnaya Poliana’ya giderek Lev Nikolayeviç Tolstoy’un Yurtluğu’nu ziyaret etti.
*Baykurt ders vermeyi Pestalozzi Okulu’nda sürdürür. Şiirleri Hollanda’da “Vuurdoorns – Ateşdikenleri” adıyla basılır. 1991 yılında Ortaokul öğrencileri için, “KALEM – Schreiber” dergisini çıkarmaya başlar aynı yıl boynundan bir ameliyat geçirir. 1992 yılında, bugün Literaturcafé Fakir Baykurt adıyla varlığını sürdüren Duisburg Edebiyat Kahvesi'ni kurdu. Bir Uzun Yol’un Almanca’sı “Ein langer Weg” adıyla yayımlandı.
ÖLÜMÜ
DERLEYEN,DÜZENLEYEN: Şenol YAZICI
Comments