top of page

AĞANIN İTİ

Mehmet KUM


MEHMET KUM

*


Mahmut Ağa’nın kızının köpeği kaybolmuştu. Köyün bekçisi Dağlı Narvızali’den Mahmut Ağa’nın kızının köpeğini arayıp bulması istenmişti. Her yıl Mahmut Ağa Tamahkâr Köyü’nde dağın yamacına yaptırdığı yazlığına gelip birkaç ay kalıyordu. Ev adeta küçük bir sarayı andırıyordu. Sabahın ilk ışıkları  eve  vurunca, zümrüt gibi parlıyor, insanın gözünü kamaştırıyordu.


Siyasetçiler, doktorlar, mühendisler, üst düzey bürokratlar evinden eksik olmuyordu. Biri gidiyor, başka biri geliyordu. Ev sur gibi duvarlarla çevriliydi; ama nasıl olmuşsa köpek kapının açık olduğu bir anda çıkıp gitmiş, kaybolmuştu. Ağa’nın kızı Zehra kaç gündür iki gözü iki çeşme ağlıyordu.


Dağlı Narvızali, köpeği bulduğunda iyi bahşiş alacağını hayal edip keyiflendi. Heyecanlıydı. Evin etrafında aramadık yer bırakmamıştı.; araya araya köy kahvesinin önüne gelmişti. Çok yorulmuş, ayaklarına karasular inmişti.


“Mahmut Ağa’nın kızının iti kaybolmuş, gören var mı?” dedi.

Şeytan İslam, bu fırsatı iyi değerlendirmeliyim diye düşündü. Dağlı Narvızali’yi yanına çağırdı. Okkalı bir tokat attı. Sendeleyip yere düştü. Hemen kendini toparlayıp, ayağa kalktı

“Ne yaptım ki meni vurursan?”


“Daha ne yapacaksın köpoğlu. Ağa’nın köpeğine it diyemezsin. İt oğlu it,” dedi, bir tokat daha attı. “Bir kere o it değil köpektir. Onun bir de senin benim gibi bir adı var. Adı da Mazmetel’dir. Anladın mı?”

“Anladım,” dedi.

Kahvedekiler de ayaklarına gelen fırsatı kaçırmadılar, "Ağa’mızın köpeğine hakaret Ağa'mıza hakarettir, " dediler.

Yetişen bir tekme, bir tokat attı. Dağlı Narvızali can havliyle kendisini kahveden dışarıya attı. “Bir daha boyundan büyük laf etme,” dediler.

Karakolu arayıp jandarmaya burada bir “anarşik var,” dediler.


Karakoldan iki jandarma gelip, tutanak tuttu. Şahitleri dinledi. “Bu guldur ağamıza hakaret etti,” dediler. Jandarmaya “Ben bir şey yapmadım,” deyince bir de dipçik yedi. Jandarma önüne katıp adliyeye götürdü.


Hakim tutanağı okudu. “Narvızali Selimoğlu, sen Matmazel’e it demişsin.”

“Mazmetel kim?” dedi, “Tanımam etmem efendim, iftiradır.”

“Mazmetel değil, oğlum Mat ma zel. Tekrarla bakayım.”

“Mazmetel”

“Hayır, söyleyemedin. Mat ma  zel”

“Mazmetel”

Hakim  gülümseyerek ‘Matmezel’ söylemesinden vazgeçti. “Oğlum sen Mahmut Ağa’nın köpeğine it demişsin.”

“Haaa o mu? Doğrudur efendim. Bizim orada herkes ite it der. Anam babam da it derdi. Atam da it derdi.”

“Anlaşıldı,” dedi, “sanığın kendisi de itiraf etti.”

Son sözü soruldu. “Kastım yoktu,” dedi. “Ölürüm de bir daha Ağa’nın köpeğine it demem,” dedi. Hakim, şapkasını eline alıp önünde iki büklüm el pençe duran Narvizali Selimoğlu’na baktı. “Yaz kızım,” dedi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

12 görüntüleme0 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör

Hatırlamalar 2

Cadı Avı

Commentaires


1/369