
Metin GÜVEN
*
Eşeğin arkasına binerdim ben. Bağ gezmelerine giderdik Babamla
Köylü kadınlar selamlardı bizi. Çalılar arasına gizlenen sırtlanlar bir de
Çiğini henüz üzerinden atamamış badem ağaçlarıyla çevrili yollardan geçerek
Çürük portakal renginde bir sabah vakti, sisler içinde, bulanık
Sanki bir sınavdaydım ve önümde tek bir sorun vardı: Şehvet
Çocukluğumdan uzaktım, esrik kısrakların çaldığı davulumdan uzak
-Geveze böcekler, kurt üzümleri ve körlerin önderlik ettiği bir gösteri
Diş çeken aptal bir berberin önünden geçer gibi, şırayı şaraba katar gibi korkak
Adımı sorarlardı, herkese farklı şeyler söylerdim. Kuş örneğin ya da nalbant Ruhi
Belki de şuh bir sokak adı kadar berrak bir rüzgardım
-Buzdan bir zeminde dans eden sağır cellatlar egemendi artık hayata
Göle ulaşırdık sonra, elini keserdi çocuklar ve dünya
Şölen bitmişti. Gülüyor ve ağlıyordum. Cinnetim başlamıştı.
3 Nisan 2003
*