top of page

DOĞU'nun PLATON'u FARABİ

Güncelleme tarihi: 13 Oca 2022


Ebu Nasr Muhammed el-Farabi,

Batı′da bilinen adıyla Alpharabius

ya da kısaca hepimizin bildiği adıyla

Farabî,

8. Yüzyıl ile 13. yüzyıllar arasındaki İslam'ın Altın Çağı'nda yaşamış

ünlü bir filozof, bilim adamı, gökbilimci, mantıkçı ve müzisyendir.


873 yılında Türkistan’ın Farab kentinde doğduğu için Farabi diye anılır. İlk öğrenimini doğduğu şehirde, medrese öğrenimini ise Rey ve Bağdat’ta görür. Bu arada Arapça, Farsça, Grekçe ve Latinceyi çok iyi öğrenir. Harran’da felsefe araştırmaları yaptığı yıllarda tanıştığı Yuhanna bin Haylan’la birlikte Aristoteles’in yapıtlarını okuyarak "Gezimciler Okulunun" ilkelerini özümser.


FARABİ denilebilir ki çok ulus ve kültür tarafından sahiplenilmiş, evrensel olmayı da başarmış şanslı düşünürlerdendir.



Yorumları ve incelemeleri sayesinde Ortaçağ islam aydınları arasında “Muallim-i Evvel” yani ilk hoca Aristoteles’ten sonra “Muallim-i Sânî” yani İkinci Hoca unvanıyla anılan Fârâbî, geriye 43’ü günümüze ulaşan 100’e yakın eser bırakmıştır.


Aristotales’in ortaya attığı madde ve suret (varlığın görünen yanı, beş duyu ile algılanan yönü) kavramını hiçbir değişiklik yapmadan benimseyen; eşyanın oluşumunda, yani yaradılışta madde ve sureti iki temel ilke olarak gören Farabi’nin fiziği de metafiziğe bağlıdır. Buna göre, evrenin ve eşyanın özünü oluşturan dört öğe (toprak, hava, ateş, su) ilk madde olan el-aklül-faalden çıkmıştır. Söz konusu dört öğe, birbirleriyle belli ölçülerde kaynaşır, ayrışır ve içinde bulunduğumuz evreni (el-alem) oluştururlar.


Farabi insanı tanımlarken “alem büyük insandır; insan küçük alemdir.” diyerek bu iki kavramı birleştirmiştir. İnsan ahlakının temeli, ona göre bilgidir. Akıl iyiyi kötüden ancak bilgiyle ayırır. İnsan için en yüksek erdem olan bilgi, insan beyninin çalışması sonucu elde edilemez; çünkü tanrısaldır, doğuştandır. Bilimin üç kaynağı vardır: Duyu, akıl ve nazar. Buna göre bilimler ikiye ayrılır: Kurumsal (nazari) bilimler, uygulamalı (ameli) bilimler. Ahlak, siyaset, müzik, matematik uygulamalı bilimlere girer.


Toplumlar da öz bakımından ikiye ayrılırlar: Erdemli toplumlar ve erdemsiz toplumlar. Bu toplumları yönetecek en kusursuz devletse, bütün insanlığı kapsayan dünya devletidir.

Farabi’nin devrine gelinceye kadar ilimler trivium (üçüzlü) ve quadrivium (dördüzlü) diye iki kısımda toplanıyordu. Sözdizimi, mantık ve beyan üçüzlü ilimlere; matematik, geometri, musiki ve astronomi de dördüzlü ilimler kısmına giriyordu. Farabi ise ilimleri; fizik, matematik ve metafizik ilimler diye üçe ayırdı. Onun bu metodu Avrupalı bilginler tarafından da kabul edildi.


Varlığı zorunlu ve zorunsuz varlık şeklinde iki kategoride ele alan Fârâbî, zorunsuz varlıklar ile zorunlu varlık yani Tanrı arasındaki ilişkiyi “sudûr teorisi” ile açıklar. Ona göre her türlü iyilik ve yetkinliğin kaynağı olan Tanrı, âlemi amaçlamış olamayacağından, âlem O’ndan yani Tanrı’dan bir tür zorunlulukla ve “taşmak” (sudûr, feyezan) suretiyle var olmuştur.


Mantık disiplinini bir bakıma gramere benzeten Farabî’ye göre mantık bütün insanlığın ortak paydası olan düşünmenin/düşüncenin kanunlarını ortaya koyarken, gramer bir milletin diline ait kuralları verir. Diğer bir deyişle gramer hatasız konuşmanın, mantık ise doğru düşünmenin kurallarını içerir. Gramerin dil ve kelimelerle ilişkisi ne ise mantığın akıl ve kavramlarla ilişkisi de odur. Filozofun mantık alanına getirdiği bir yenilik de felsefe, tartışma, safsata, hitabet ve şiirin “beş sanat” olarak değerlendirilmesidir.


Farabi'ye ait eserlerin büyük bir kısmı mantık ve dil felsefesine ilişkindir. Bunun dışında siyaset felsefesi, siyaset felsefesinin bir dalı olarak gördüğü din felsefesi, metafizik, müzik, psikoloji gibi alanlarda da önemli eserler vermiştir.

*

Not: Gezimciler Okulu: Lyseum'un bahçesinde öğrencileriyle birlikte gezinerek ders vermesinden dolayı Aristoteles'in yönettiği okula verilen ad.

Felsefede Aristotelesçi demektir.


Gizemli dinlerden esin alan GİZEMCİ FELSEFEYLE ne benzerliği ne de paydası yoktur.

*

DERLEME

36 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör