Zeliha AYDOĞMUŞ

7 May 20222 dk.

Mendilimde Kan Sesleri

Her yere yetişilir


 
Hiçbir şeye geç kalınmaz ama


 
Çocuğum beni bağışla


 
Ahmet Abi sen de bağışla

Boynu bükük duruyorsam eğer


 
İçimden öyle geldiği için değil


 
Ama hiç değil


 
Ah güzel Ahmet abim benim


 
İnsan yaşadığı yere benzer


 
O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer


 
Suyunda yüzen balığa


 
Toprağını iten çiçeğe


 
Dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine


 
Konyanın beyaz


 
Antebin kırmızı düzlüğüne benzer
 

Göğüne benzer ki gözyaşları mavidir


 
Denize benzer ki dalgalıdır bakışları


 
Evlerine, sokaklarına, köşebaşlarına


 
Öylesine benzer ki


 
Ve avlularına


 
(Bir kuyu halkasıyla sıkıştırılmıştır kalbi)


 
Ve sözlerine


 
(Yani bir cep aynası alım-satımına belki)


 
Ve bir gün birinin adres sormasına benzer


 
Sorarken sorarken üzünçlü bir görüntüsüne


 
Camcının cam kesmesine, dülgerin rende tutmasına


 
Öyle bir cıgara yakımına, birinin gazoz açmasına


 
Minibüslerine, gecekondularına


 
Hasretine, yalanına benzer


 
Anısı işsizliktir


 
Acısı bilincidir


 
Bıçağı gözyaşlarıdır kurumakta olan


 
Gülemiyorsun ya, gülmek


 
Bir halk gülüyorsa gülmektir


 
Ne kadar benziyoruz Türkiye’ye Ahmet Abi.


 
Bir güzel kadeh tutuşun vardı eskiden


 
Dirseğin iskemleye dayalı


 
— Bir vakitler gökyüzüne dayalı, derdim ben —


 
Cıgara paketinde yazılar resimler


 
Resimler: cezaevleri


 
Resimler: özlem


 
Resimler: eskidenberi


 
Ve bir kaşın yukarı kalkık


 
Sevmen acele


 
Dostluğun çabuk


 
Bakıyorum da simdi


 
O kadeh bir küfür gibi duruyor elinde.


 
Ve zaman dediğimiz nedir ki Ahmet Abi


 
Biz eskiden seninle


 
İstasyonları dolaşırdık bir bir


 
O zamanlar Malatya kokardı istasyonlar


 
Nazilli kokardı


 
Ve yağmurdan ıslandıkça Edirne postası


 
Kıl gibi ince İstanbul yağmurunun altında


 
Esmer bir kadın sevmiş gibi olurdun sen


 
Kadının ütülü patiskalardan bir teni


 
Upuzun boynu


 
Kirpikleri


 
Ve sana Ahmet Abi


 
uzaktan uzaktan domates peynir keserdi sanki


 
Sofranı kurardı


 
Elini bir suya koyar gibi kalbinden akana koyardı


 
Cezaevlerine düşsen cıgaranı getirirdi


 
Çocuklar doğururdu


 
Ve o çocukların dünyayı düzeltecek ellerini işlerdi bir dantel gibi


 
O çocuklar büyüyecek


 
O çocuklar büyüyecek


 
O çocuklar…


 
Bilmezlikten gelme Ahmet Abi


 
Umudu dürt


 
Umutsuzluğu yatıştır


 
Diyeceğim şu ki


 
Yok olan bir şeylere benzerdi o zaman trenler


 
Oysa o kadar kullanışlı ki şimdi


 
Hayalsiz yaşıyoruz nerdeyse


 
Çocuklar, kadınlar, erkekler


 
Trenler tıklım tıklım


 
Trenler cepheye giden trenler gibi


 
İşçiler


 
Almanya yolcusu işçiler


 
Kadınlar


 
Kimi yolcu, kimi gurbet bekçisi


 
Ellerinde bavullar, fileler


 
Kolonyalar, su şişeleri, paketler


 
Onlar ki, hepsi


 
Bir tutsak ağaç gibi yanlış yerlere büyüyenler


 
Ah güzel Ahmet Abim benim


 
Gördün mü bak


 
Dağılmış pazar yerlerine benziyor şimdi istasyonlar


 
Ve dağılmış pazar yerlerine memleket


 
Gelmiyor içimden hüzünlenmek bile


 
Gelse de


 
Öyle sürekli değil


 
Bir caz müziği gibi gelip geçiyor hüzün


 
O kadar çabuk


 
O kadar kısa


 
İşte o kadar.


 
Ahmet Abi, güzelim, bir mendil niye kanar


 
Diş değil, tırnak değil, bir mendil niye kanar


 
Mendilimde kan sesleri.

Edip CANSEVER

    890
    4