Arkadaş Zekai Özger

17 Ağu 20213 dk.

Beyaz Ölüm Kuşları

Sonra bir gün anneler de ölür

Böcekler ve kertenkeleler ölür

Boşalır suyu havuzun kum seddi yıkılınca

Sivrisinekler ve kağıttan kayıklar ölür

Sonra o gün çocuklar da ölür

Biz hepimiz önce küçük bir çocuktuk

Sonra büyüdük hepimiz çocuk olduk
 
Balçıktan bir külçe olan dölleri
 
En iri elleriyle kepçeliyen
 
Ve biçimliyen
 
Ve hep önce kendidiyle biçimliyen
 
O dehşetli yontucuyu
 
Doğumu ve gebelik sanatının bütün hünerlerini
 
Sütten bir mermere eşsiz bir incelikle işliyen
 
Anneyi o usta nakkaşı
 
Unutmadık

Önce anne doğurdu çocuğu acıya

Sonra çocuk acıya anneyi ve ölümü kattı

Sonra her şey ve herkes çocuktan var oldu

Geçti sarp kayalardan aştı nice dağlar

İçti ağulu sütünü hayat denen annenin

Sıkıntının kutsal kabında yıkadı ellerini

Hüznü kuşlara dağıttı unutmasınlar diye onu

Acıyı gömdü toprağa gayrı açar mezarlık çiçekleri

Böyle vardı bir ırmak kıyısına

Anne bir tedirginliktir nerede olsa

Bağırgan bir karmaşadır onun sesi

takılır gibi eski bir gıramafona titrek bir iğne

- bu ayıp bu günah

bu çok ayıp günay

-el ne der sonra

ayak ne der

bırakmaz çoçuğu çocukça yaşamıya

ama bir gün anneyle de hesaplaşılır

çocuk yalnız annesine yaşar çocukken

anne yalnız çocuğuna yaşamaz anneyken

bölüşür anneliği babanın kasığında

çocuğun bakışında çelişkidir büyüyen

ağlamak bir soru olur sevginin yarım payında

-ah baba

niye baba

ve bir gün babalar ölür

tanrı bir ürpertidir çocuğun yüreğinde

her tanrı biraz baba gibidir

yiğit ve erkektir çocukları koruyan

umacılar ve peri masallarının korkulu padişahı

çünki tanrıyı yaratan ve öldüren şeyler aynıdır

vurunca acının ilk gölgesi yaratır kuşkuyu

acının padişahı elbette zalim olur

ve bilincin duvarına çarpınca şaşkınlığı

bir soru önce acıya sonra acıya uzanır

-hey tanrı

hani tanrı

böylece o gün tanrı da ölür

şimdi annenin yüreğinde ışıyandır

sevginin ıslak soluğuyla örgülü tapınak

bir gün bir kalem bir hokka içindeki kana bulaşır

akıtır mürekkebini sevda denilen papirüse

hani ki bir kuş gelir bir tapınağın duvarına yuva

yapar

çökertir tapınağı daha bir güzelleşir yuva

işte artık ne anne ne tapınak

yıkılır gözyaşlarının sığınağı da

sonra bir gün anneler de ölür

gerilir gıcırtısı bir tüfek tetiğinin

öfke yalnız tekliği besler büyür çocuk

çocuk büyür

sesi nemli yine elleri yine soğuk

hayat sığmıyorsa gövdene yüreğini sığdır çocuk

nemli bir sesi sığdır o gittikçe nemlenen

çocuk çocuk sana bir dost gerek

işte yeniden giyiniyor kendini çocuk

bir çiçek gibi kopardı başkalarına uymıyan

yanlarını

kendini üstlemişsin var olmak için susmalar köprü

çocuk çocuk sana bir aşk gerek

sen iyilikler ve güzellikler uzmanı

suskunun gizemli sabrı

bir teraziyi en iyi kullanan

iğnenin ve ipliğin mercek gözlü büyücüsü

karnaval gecesinin eğlentisiz parmak çocuğu

ey hayat canbazı

ey ip şaşkını

ezberle o incecik tel üzerinde

hayatı dengeliyen asayı:

aşkın ve dostluğun ayrımı yoktur çocuk

ikisini de doğuran şey aynıdır

bir kuşa bakarken hüzünlendiren, bir güle baktıkça yürek kanatan,

bir yüreği açmadan solduran, bir kadınla yatarken çocuk gibi ağlatan,

uyuz bir kedi gördükçe kanı kudurtan, suyu yüz derece sıcaklıkta donduran,

anneyi üreten babayı çoşturan çocuğu güldüren, seni izmirlere çılgın gibi koşturan,

bir vagon penceresinden şaşkın baktıran, bir mektubu ısrarla bekleten,

umudu dalında çürüten, acıyı dayanılır kılan bir çıbanı irinle onduran aşka merhem sürdüren

güneşsiz bir gök gördükçe öldüren öldüren öldüren.

Sevgi: tragedyanın kaynağı yaşamın kökeni insanı

Var kılan umut

Ah nasıl ayrılır aşk ve dostluk birbirinden

Can canı sever ötesi yok bunun çocuk

Ölümü ve ölümün ölümsüzlüğünü

Sevgiyi ve sevginin ölümsüzlüğünü

Ah elbette aşktır dostluğu mayalayan

Ama kim anlatabilir bu parmak çocuğa

Bir dostla bir sevgili arasındaki ayrımı

Hayır’lara evet’lerle direten

Çirkini öptüren kötüyü sevdiren

Aşkı sevgiliyle değil kendinle yorumla

Kim ki kendini açığa komaktan korkmaz

O saygın bir insandır

Herkes kendi yorumunun cellatıdır biraz da

Böylece lady chatterley de sevilir giovanni de

Böylece lady chatterley ve giovanninin sevgilisi de

Elbette her aşk yalnızca kendine sorumludur

Ama elbette her aşk kendine sorumlu

olunca

bir gün aşk da ölür

ve başlar sıkıntısı kuralsız bir çelişkinin

yapışkan bir sevişmenin sancısı doldurur

boşlukları

ve tutku aç bir güve gibi kemirirken sevdayı

dölün pasıyla bulanırken sevginin beyazlığı

ah şimdi kim inandırabilir bu eski çocuğa

aşkın ve dostluğun varlığını

bir gün ansızın yiter dostalar ve sevgililer

etin ve kemiğin sıcaklığıyla solar sevdalar

işte o gün her şey ölür

şimdi bu yüreği nerelerde beslemeli

bütün saksıları kırılıyorken güneşin büyüsüyle

ve ölümler ilençliyorken en masum sevinçleri

ve her sevgi kendisiyle çelişiyorken

şimdi bu nasıl doğmaklar olur yeniden beyazlara

ama şimdi kim kandırabilir sizi

bir ölünün hayat kokan ağzını öpmek için.

    250
    5