Attila İLHAN

18 Nis 20202 dk.

Ayrılık Sevdaya Dahil

En son güncellendiği tarih: 5 Mar 2021

“açılmış sarmaşık gülleri
 

 
kokularıyla baygın
 

 
en görkemli saatinde yıldız alacasının
 

 
gizli bir yılan gibi yuvalanmış
 

 
içimde keder
 

 
uzak bir telefonda ağlayan
 

 
yağmurlu genç kadın

rüzgâr
 

 
uzak karanlıklara sürmüş yıldızları
 

 
mor kıvılcımlar geçiyor
 

 
dağınık yalnızlığımdan
 

 
onu çok arıyorum onu çok arıyorum
 

 
her yerinde vücudumun
 

 
ağır yanık sızıları
 

 
bir yerlere yıldırım düşüyorum
 

 
ayrılığımızı hissettiğim an
 

 
demirler eriyor hırsımdan

ay ışığına batmış
 

 
karabiber ağaçları
 

 
gümüş tozu
 

 
gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar
 

 
yaseminler unutulmuş
 

 
tedirgin gülümser
 

 
çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
 

 
çünkü ayrılık da sevdâya dahil
 

 
çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili
 

 
hiç bir anı tek başına yaşayamazlar
 

 
her an ötekisiyle birlikte
 

 
her şey onunla ilgili

telaşlı karanlıkta yumuşak yarasalar
 

 
gittikçe genişleyen
 

 
yakılmış ot kokusu
 

 
yıldızlar inanılmayacak bir irilikte
 

 
yansımalar tutmuş bütün sâhili
 

 
çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
 

 
öyle vahşi bir tad ki dayanılır gibi değil
 

 
çünkü ayrılık da sevdâya dahil
 

 
çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili

yalnızlık
 

 
hızla alçalan bulutlar
 

 
karanlık bir ağırlık
 

 
hava ağır toprak ağır yaprak ağır
 

 
su tozları yağıyor üstümüze
 

 
özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır
 

 
eflatuna çalar puslu lacivert
 

 
bir sis kuşattı ormanı
 

 
karanlık çöktü denize
 

 
yalnızlık
 

 
çakmak taşı gibi sert
 

 
elmas gibi keskin
 

 
ne yanına dönsen bir yerin kesilir
 

 
fena kan kaybedersin
 

 
kapını bir çalan olmadı mı hele
 

 
elini bir tutan
 

 
bilekleri bembeyaz kuğu boynu
 

 
parmakları uzun ve ince
 

 
sımsıcak bakışları suç ortağı
 

 
kaçamak gülüşleri gizlice
 

 
yalnızların en büyük sorunu
 

 
tek başına özgürlük ne işe yarayacak
 

 
bir türlü çözemedikleri bu
 

 
ölü bir gezegenin
 

 
soğuk tenhalığına
 

 
benzemesin diye
 

 
özgürlük mutlaka paylaşılacak
 

 
suç ortağı bir sevgiliyle

sanmıştık ki ikimiz
 

 
yeryüzünde ancak
 

 
birbirimiz için varız
 

 
ikimiz sanmıştık ki
 

 
tek kişilik bir yalnızlığa bile
 

 
rahatça sığarız
 

 
hiç yanılmamışız
 

 
her an düşüp düşüp
 

 
kristal bir bardak gibi
 

 
tuz parça kırılsak da
 

 
hâlâ içimizde o yanardağ ağzı
 

 
hâlâ kıpkızıl gülümseyen
 

 
-sanki ateşten bir tebessüm-
 

 
zehir zemberek aşkımız”

/

tablo: W.KANDİNSKY

    60
    0