Nurten B. AKSOY

Nis 132 dk.

Orhan Veli’nin Yarım Kalan Şiiri

Nurten B. AKSOY

*

Bazen kitaplığınızın bir köşesine sıkışmış eski bir kitap geçer elinize. Defalarca okumanıza, içindekileri neredeyse ezbere bilmenize rağmen bir kez daha dalarsınız sayfaların arasına. İşte biz de tam 53 yıl önce Varlık Yayınları’nın üçüncü basımını yaptığı Orhan Veli’nin “Bütün Şiirler” adlı kitabını kitaplığımızda bulunca “mal bulmuş mağribi” misali çevirdik sayfaları. Kitabın en sonunda ya unuttuğumuz ya da gözümüzden kaçan şairin son şiiriyle karşılaşıverdik ve çok da bilinmeyen “Aşk Resmi Geçidi” adlı bu şiiri sizlerle paylaşmak istedik. Orhan Veli her ne kadar: “Bütün güzel kadınlar zannettiler ki/Aşk üstüne yazdığım her şiir/Kendileri için yazılmıştır/Bense daima üzüntüsünü çektim/Onları iş olsun diye yazdığımı/Bilmenin.” dese de hayatına giren kadınları anlatmış sanki bu son şiirinde…

İlk Göz Ağrısı

Birincisi o incecik, o dal gibi kız.
 
Şimdi galiba bir tüccar karısı
 
Ne kadar şişmanlamıştır kim bilir.
 
Ama yine de görmeyi çok isterim,
 
Kolay mı, ilk göz ağrısı…

Yazar arkadaşı Sait Faik bir röportajında şairimizi şöyle betimler; “İki incecik bacak, kısaca bir trençkot, kanarya sarısı bir kaşkol…” Sanki kendi gibi incecik bir kızmış ilk göz ağrısı da…

İkincisi Meçhul Sevgili

……………………………….çıkar
 

 
……………………dururduk mahallede
 

 
……………………………….halde
 

 
….adlarımız yan yana yazılırdı duvarlara
 

 
…………………….yangın yerlerinde…

Garip Akımını yalnız yazdıklarıyla değil, hayata karşı duruşuyla da anlatan Orhan Veli, fiziğini bile bu uğurda kullanmaktan çekinmez. Bu yüzden şiirinin hayatının sonucu olduğuna değil, aksine hayatını şiirine göre yaşadığına inanılır.

Üçüncüsü Münevver Abla

Üçüncüsü Münevver Abla, benden büyük
 
Yazıp yazıp bahçesine attığım mektupları
 
Gülmekten katılırdı, okudukça.
 
Bense bugünmüş gibi utanırım
 
O mektupları hatırladıkça…

Dördüncüsü…

Dördüncüsü azgın bir kadın,
 
Açık saçık şeyler anlatırdı bana.
 
Bir gün de önümde soyunuverdi
 
Yıllar geçti aradan, unutamadım,
 
Kaç defa rüyama girdi.

Beşinciyi Anlatmayalım

Beşinciyi geçip altıncıya geldim
 
Onun adı da Nurünnisa.
 
Ah güzelim
 
Ah esmerim
 
Ah !
 
Canımın içi Nurünnisa…

Belki de şairin anlatmayıp atladığı beşinci kadın; sona bıraktığı, hiç bitmemiş aşkı “İnsanları sevmesini de bilen” kadındı.

Yedincisi Aliye

Yedincisi Aliye, kibar bir kadın
 
Ama ben pek varamadım tadına
 
Bütün kibar kadınlar gibi,
 
Küpe fiyatına, kürk fiyatına…

Sekizinci

Sekizinci de o bokun soyu:
 
Sen elin karısında namus ara,
 
Kendinde arandı mı, küplere bin.
 
Üstelik kendinde de
 
Yalanın düzenin bini bir para.

Dokuzuncu Ayten

Ayten’di dokuzuncunun adı,
 
Barlarda göbek atar
 
İş başında şunun bunun esiri,
 
Ama bardan çıktı mı
 
Kiminle isterse onunla yatar.

Onuncusu Akıllı

Onuncusu akıllı çıktı
 
Bıraktı gitti beni.
 
Ama haksız da değildi hani,
 
Sevişmek zenginlerin harcıymış
 
İşsizlerin harcıymış.
 
İki gönül bir olunca
 
Samanlık seyranmış ama
 
İki çıplak da olsa olsa
 
Bir hamama yakışırmış…

İşine Bağlı Kadın

İşine bağlı bir kadındı on birinci
 
Hoş, olmasın da ne yapsın?
 
Bir zalimin yanında gündelikçi;
 
Adı Luksandra.
 
Geceleri odama gelir
 
Sabahlara kadar kalır
 
Konyak içer, sarhoş olur
 
Sabahı da işbaşı yapardı şafakla…

Sonuncusu Yaşamayı Seven Kadın

Gelelim sonuncuya.
 
Ona bağlandığım kadar
 
Hiçbirine bağlanmadım.
 
Sade kadın değil, insan.
 
Ne kibarlık budalası,
 
Ne malda, mülkte gözü var.
 
Eşit olsak, der
 
Hür olsak, der
 
İnsanları sevmesini de bilir,
 
Yaşamayı sevdiği kadar…

Orhan Veli’nin sonuncu aşkı, Nahit Hanım’dı. Kardeşi Adnan Veli de şairin ölene kadar Nahit Hanım’ı sevdiğini söylemiştir.
 

 
Orhan Veli Kanık Ankara’da belediyenin açtığı bir çukura düştüğünde henüz 36 yaşındadır, başından yaralanır. İstanbul’a gelir, bir arkadaşının evinde rahatsızlanır. Üzerinde ceketi vardır. Son kez giydiği ceketi… Cebinde de bir diş fırçası ve o diş fırçasına sarılı bir kağıt parçası. Kağıdın üzerinde bitmemiş bir şiir… “Aşk Resmigeçidi”

    5190
    11