Nurten B. AKSOY
Oca 112 dk.
Nurten Bengi AKSOY
*
Biliyorum yağmur yağmaz yukarı doğru yeniden,
Acımaz olur, silinir gider izi bıçağın.
Ama hiçbir rüzgar dolduramaz boş kalan yerini,
Bir yaşamdan ötekine
Birlikte uçan turnaların yerini
Gökyüzünde…
Terörün her gün onlarca can aldığı bir dünyada, yirmi dokuz yıl önce teröre kurban giden; yaptığı her şeyi güzel yapan şair, yazar, düşünce adamı, sinemacı Onat Kutlar‘ın anısına…
Onat Kutlar, 25 Ocak 1936’da Alanya’da doğdu. Çocukluğu Malatya ve İzmir’de geçti. Altı yaşındayken ailesiyle birlikte Gaziantep’e yerleşti. Liseyi Gaziantep’te bitirdi. İlk öyküleri Gaziantep Lisesinin çıkardığı ‘İlke’ adlı dergide yayınlandı. Felsefe okumak için İstanbul’a gitti; ama Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık Bölümü’ne girdi. Bir yıl orada okuduktan sonra, oradan ayrılıp İstanbul Hukuk Fakültesi’ne geçti. Hukuk Fakültesi’ni bitirmek üzereyken, ani bir kararla 1961 yılında fakülteyi bırakıp Paris’e gitti. Orada yaklaşık iki yıl kaldı, bu süre içinde Felsefe eğitimi aldı. İlk öykü kitabı “İshak” (1959) ile 1960 Türk Dil Kurumu Öykü Ödülü’nü kazandı.
Sinematek’le ilgisi de bu sırada başladı. Türkiye’ye döndükten sonra bir süre Doğan Kardeş Dergisi’nde sekreterlik yaptı, 1965’te ise Türk Sinematek Derneğinin kurucuları arasında yer aldı ve 1976 yılına kadar aynı derneğin yöneticiliğini yaptı. 1960’tan başlayarak aralıklarla Meydan, Yeni Sinema, Milliyet Sanat, Papirüs, Hürriyet Gösteri ve Yeni Düşün dergilerinde yazdığı denemelerini “Yeter Ki Kararmasın” ve “Bahar İsyancıdır” adlı kitaplarında yayınladı.
Yalnızlık
Bütün bir haziran evin önünde
Akasyanın dallarını eğerken rüzgar
İpeğe kırmızı bir gül işlerdi
Kulağı ıssız ve tozlu yollarda
Yoksulluğun kedileri kapıyı
Bir yaz boyu her gece tırmaladı
Sırtının teline mavi bir horoz düşü
Dokunmadan uykuya varamazdı
Uzak denizlerden atlar geçerdi
Bulutlar güze yakın gözlerinden
Bekledi ölümün beyaz elinde
Solgun bir gül oluncaya kadar
Şiirlerini “Peralı Bir Aşk İçin Divan” ve “Unutulmuş Kent”; sinema yazılarını ise “Sinema Bir Şenliktir” adı altında topladı. 1989’da, İranlı şair Füruğ Ferruhzad’ın şiirlerinden bir seçmeyi Celal Hosrovşahi ile birlikte çevirerek “Sonsuz Günbatımı” adıyla yayımladı. Türk Sinematekindeki çalışmalarından dolayı 1994 yılında Fransa tarafından “L’Ordre des Arts et des Lettres” nişanıyla ödüllendirildi. Ömer Kavur ile “Yusuf ile Kenan” (1979); Ali Özgentürk ile “Hazal” (1979); ve Erden Kıral ile “Hakkâri’de Bir Mevsim” (1982) adlı filmlerin senaryolarını yazdı.
1964 yılında yaptığı ilk evliliğinden iki oğlu oldu. 1989’da ikinci kez evlendi. 30 Aralık 1994’te Marmara Otelinin pastanesinde patlatılan bir bombayla ağır yaralandı ve kurtulamayarak 11 Ocak 1995’te öldü.
Bulutlu Bir Günde Doğan Çocuğa
Baban bu toprağın en delikanlı
boğasıydı bir nevruz
şenliğinde kestiler.
Ne tuhaf sen
kirli yeşil eylül bulutları altında
ve aylardan temmuz
onun gelinciklerinden doğdun.
Burcunda yıldız görünmüyor…
Ölümün kapısını aralayan güz
çok sürmez
Yeniden vurur dallara bahar
İşte sana mavi gökyüzü
ve mavi deniz defteri,
üstelik tertemiz
El koymanın tam zamanıdır, ufukta
kargalar henüz görünmüyor…