Nurten B. AKSOY

26 Şub 20233 dk.

Hasan Hüseyin Korkmazgil

En son güncellendiği tarih: Nis 26

Nurten B. AKSOY

*

dostum dostum güzel dostum

bu ne beter çizgidir bu

bu ne çıldırtan denge

yaprak döker bir yanımız

bir yanımız bahar bahçe

Diyen, toplumcu-gerçekçi şiirin önde gelen temsilcilerinden, Hasan Hüseyin Korkmazgil 4 Mart 1927 tarihinde Sivas’ın Gürün ilçesinde doğar. Annesi Gülşan hanım, babası ise Nalbantoğlu Şükrü beydir. Birinci Dünya Savaşında, Kafkas Cephesi’nde, sonra da Ulusal Kurtuluş Savaşında görev alan Şükrü Bey’in İstiklal madalyası vardı ve Kurultay İlkokulu’nda hademelik yapıyordu.

Ailenin yedi çocuğu içinde tek okuyan sadece Hasan Hüseyin’di. İlkokulu babasının hademelik yaptığı okulda okudu. Ortaokula gidemedi; Ziraat Bankası şubesinde getir götür işlerinde çalışmaya başladı. Çalıştığı bankanın müdürü Hasan Hüseyin’le yakından ilgilendi ve parasız yatılı okul sınavlarına girmesine önayak oldu.

Hasan Hüseyin, sınavın yapıldığı Sivas’a komşularından ödünç alınan ayakkabıyla, 60 km yolu yürüyerek gitti ve sınavı kazandı; Niğde Ortaokulu ve sonra Adana Erkek Lisesi’nde okudu. Okulda Dünya Edebiyatı Klasikleri ile tanıştı. Bir yandan da şiir yazmaya başladı. Gazi Eğitim Enstitüsü’nü bitirip Türkçe öğretmeni oldu.

K.Maraş’ın Gökşin ilçesine öğretmen olarak atandı. Nâzım Hikmet şiirlerini okuduğu için ihbar edilince, 1951’deki TKP davasına dahil edildi. Üç yıla mahkûm oldu. Bütün kamu hakları elinden alındı. Elbistan ve Nevşehir cezaevlerinde yattı. Cezaevinden çıktıktan sonra ekmek parası kazanmak için İstanbul’a gitti. Bu kez askere alındı; üniversite mezunu olmasına rağmen 27 ay er olarak askerlik yaptı.

AKARSUYA BIRAKILAN MEKTUP

Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
 
Ağaçlar bükmesinler n’olursun boyunlarını
 
Neden akşam oluyorum tren kalkınca
 
Kırlangıçlar birdenbire çekip gidince
 
Mendiller sallanınca neden tıkanıyorum
 
Öyle çok acımasız ki, öyle birdenbire ki
 
Az önceki çiçekler nasıl da diken diken

Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç.

O sularda çimdik, bitti; köprüleri geçtik, bitti
 
O elmanın tadı orda, o kuş çoktan öttü, bitti
 
Artık çocuk değiliz, susarak da bir şeyler diyebiliriz
 
Günler devlet alacağı, yıllar bir kadehçik buzlu rakı
 
Oyunlar oyuncaksı, oyuncaklar eski şarkı
 
Kavaklara oklu yürek çizip duran o çakı
 
Nerde şimdi, nerde şimdi, nerde o kan sarhoşluğu

Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç...

Askerliği bitince baba ocağına döndü. Kahvelerde karakalem portre ressamlığı yaparak, tabela boyayarak ve okuryazar olmayan ailelerin askerlik mektuplarını yazarak geçimini sağladı. Askerliği bitince baba ocağına döndü. Bu arada şiirden hiç kopmadı. İlk şiiri 1959’da Dost dergisinde çıktı. Ayrıca yazdığı iki oyun da radyoda piyes oldu.

27 Mayıs 1960 askeri darbesinden sonra, “Türkiye artık değişti” diyerek Ankara’ya yerleşti. Akis dergisinde düzeltmen/redaktör olarak çalıştı. Basın-İş Sendikası’nın genel sekreterliğini yaptı.

DEMEDİM Kİ

Bu kenti sevdim dedim
 
Benim olsun demedim ki

Sevdim dedimse akşam kızıllığını
 
Gönlüm gibi akıp giden şu çayı
 
Şu ormanı şu denizi şu dağı
 
Benim olsun demedim ki

Vuruldumsa gözlerinin gül bahçesine
 
Yürek çizen şimşeklerse kaçamak bakışları
 
İşte buna sevmek derler dedimse

Çattımsa acıların en güzeline
 
Yedirdimse uykuları o tatlı kuşa
 
Benim olsun demedim ki

Bu akşam kan kırmızı şarap istiyor canım
 
Bu akşam dünyanın bütün şarkılarını
 
Bu akşam dünyanın bütün özlemlerini
 
Bu akşam beni yalnız bırakın
 
Bu akşam yalnızca onu düşüneceğim
 
Onu ve kendimi yalnızca...

1963 yılında Uşak’ta bir edebiyat öğretmeni ve Nâzım Hikmet hayranı olan Azime hanım, şiirlerini Nâzım’a çok benzettiği ve beğendiği Hasan Hüseyin’i tanımak, görmek için ani bir kararla Ankara’ya gitti; ama onu bulamadı ve mahzun Uşak’a döndü. Sonra mektuplar, mektuplar, mektuplar… Evli ve iki küçük çocuğu olan Azime hanım, tekrar Ankara’ya gitti ve bu sefer görüşebildiler. Ve anladılar ki birbirlerini çok seviyorlar. Zorlu ve uzun bir süreçte Azime hanım, ailesinin de onayını alarak eşinden boşandı ve Hasan Hüseyin’in yanına gitti. 1964 yılı Haziranı’nda evlendiler. Yirmi yıl, şairin ölümüne kadar çok mutlu oldular ve bu evlilikten “Bir Oğlum Olacak Adı Temmuz” şiirinde adı geçen Temmuz adlı oğulları dünyaya geldi.

bir oğlum olacak adı temmuz

uykusuz

korkusuz

beter mi beter

ben beynimi satarak yaşıyorum

o benden proleter

bir oğlum olacak adı temmuz

karataşın göbeğinde aşk

karataşın göbeğinde barış

karataş çatladı çatlayacak

bende bitmeyen kavga

onda yeniden başlayacak

bir oğlum olacak adı temmuz

öfkede benden fırtına

sevgide deniz

ne samanyollarının ulu kervanları susuzluğumun

ne kutup şafaklarında tanrılaşması ilkelliğimin

temmuz gibi sıcak ve bereketli

temmuz gibi uçsuz bucaksız

Bu yıllarda mizahi hikâyeleri de yayımlandı. “Kavel” adlı kitabı ile 1964 Yeditepe Şiir Armağanı’nı, “Kızılkuğu” ile TRT’nin 1970 Sanat Başarı Ödülü’nü, “Filizkıran Fırtınası” ile de 1981 Ömer Faruk Toprak Şiir Ödülü’nü ve Nevzat Üstün Şiir Ödülü’nü aldı. 1973 yılında çıkardığı “Acıyı Bal Eyledik” şiir kitabıyla daha da ünlendi. Şiirleri Nâzım Hikmet’in yazdıklarıyla karşılaştırıldı.

Şair 1983’te evinde beyin kanaması geçirdi; bir yıl bitkisel hayatta yaşadı. Eşi Azime bir gün bile kocasının başından ayrılmadı. Ancak kurtarılamadı. 26 Şubat 1984’te evinde, yaşama gözlerini yumdu.

FİLİZKIRAN FIRTINASI

gün doğmadan başladı filizkıran fırtınası
 
evler yemen türküsü
 
sokaklar seferberlik
 
öyle bir gariplik ki
 
öyle bir tedirginlik
 
yaz başında güz sonrası

ayvalar çiçekteydi
 
güller daha tomurcuk
 
açıl demişti güneş
 
açılmıştı kıraçta kış elmaları
 

 
çözül demişti güneş
 
çözülmüştü yılanlar karanlık odalarında
 
dallarda yuvalar tüy kokuyordu
 
düğün çiçekleri şenlikli

gün doğmadan başladı filizkıran fırtınası
 
ne dal kaldı ne tomurcuk
 
yerden yere çaldı otları ağaçları
 
insan yüzlü bir korkuluk
 
üşüdüm dünyalarca
 
baskın yemiş bir kent gibi üşüdüm
 
sergen etti filizleri sapsarı bir karanlık
 
bahardan kışa düştüm

Aşağıdaki maviADA videolarında şairin dönem Türkiye'sini anlattığı "FİLİZKIRAN FIRTINASI" şiirini izleyebilirsiniz...

    1290
    9