maviADA

20 Nis 20182 dk.

Çıplak Tenime Birgün Işığı

Artık yok bana izin bu sabah
 

 
göremiyorum ışıklar nerede ben nasıl kayıp bir denizde
 

 
titrek yıldızların ölü çekiminde
 

 
toz atmosferinin yeşil akışında
 

 
yıkımın sırsız bir aynadaki duruşuna
 

 
gövdemin hiçe sayılmasına
 

 
ki ürpererek görüyorum bir ırmak dinleniyor artık
 

 
gövdemde

ve et kan can olarak anlaşılmanın acısına
 

 
yok bana dirilip yerden kalkmak
 

 
ellerimi sizin bakırçalması yüzünüze uzatıp kirletip
 

 
o bile yok tarih bile yok yaşam defterlerimde
 

 
yok diyorum size

yağmurun bırakıp gittiği gölcüklerde var yaşamımda
 

 
görülmemiş fırtınaların açtığı o büyük boşluklar var ki
 

 
duruyorum


 
ellerimden kurumuş nergisler düşerken toprağa

duruyorum o benim tarihimi yapan büyük derin boşluğun önünde

yakutumsu kurtlar ki oynaşıyorlar dibinde
 
melekler kızlarına ninniler söylüyor
 

 
o sedef o çiğden o ince kızlarına

göklerden serinliği
 

 
otlardan çiğleri

yeşil dereden alıyorum gizi
 

 
o büyük boşluğun beni sürükleyen gövdemi parçalayan boşluğun
 

 
önünde
 

 
duruyorum şimdi

mercanlı karanlık durmadan çekiyor beni
 

 
dilim tutuk bir ayağım aksak söz çıkmıyor ağzımdan
 

 
yağmurun insanı arkadan vurmasına

su hancerine
 

 
alev yarasına
 

 
boğuntunun izine
 

 
yanığın akan gülüne
 

 
çıplak gövdeme tenime bir gün ışığı
 

 
ve çarpıp geri dönüyor ışık tenimden çıplak gövdemden
 

 
siz
 

 
görmüştünüz hani

ki tutsaklık bitmeli artık
 

 
ve kendini kemiren yürek ve tüm isteği gömen
 

 
kendimi yok eden o büyük boşluğun önünde
 

 
ah neler görüyorum titrerdi yüreğiniz
 

 
yok artık ruhumun kırgın olduğu yerlerde dolaşmak
 

 
yok diyorum şurada bir defalık
 

 
hırpalayan rüzgarların estiği karakayalığın alnında parlayan maden
 

 
kabuksu maden
 

 
yoksa benim size vermeye göğsünüze takmaya çalıştığım şey mi

sıvı istekler
 

 
su cinlerinin iniltisi
 

 
işte hepsi birden sarıyor beni
 

 
neden sıvı kayalık durup dururken eriyor ve
 

 
parıltısını saçan o maden
 

 
bitkimsi öz

dayanıp duruyor yaşama suya toprağa rüzgara ve bana
 

 
ve savaşıyor amansızca ve su cinlerinin ölüm dansı başlıyor
 

 
bende oluşmuş tohumları siz toplamadan
 

 
bozmadan derimin gerginliğini
 

 
toprağın elmas parıltısını

ey siz dediğim sizler
 

 
istemiyorum
 

 
artık isteğin de en son sınırını

    120
    1